Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Üreme sağlığı yaşamın her aşamasında kadın üreme sistemlerinin işleyişini etkileyen türlü hastalıklar, sorunlar ve koşulları ifade etmektedir. Üreme bozuklukları arasında doğum kusurları, gelişimsel bozukluklar, erken doğum, kısırlık ya da adet düzensizlikleri sayılabilir.
Jinekoloji uzmanları her kadın için özel olarak planlanmış tedavi hizmeti sunmaktadır. Hızlı ve başarılı bir sonuca ulaşılması için gelişmiş tanı testlerine başvurulması oldukça önemlidir.
Bunun yanında her kadının ihtiyaçları farklıdır ve kadınların kendini rahat ve güvende hissetmeleri için jinekologlarıyla kurdukları bağ oldukça önemlidir.
Kısırlık kadının aktif cinsel ilişkide bulunduğu bir yıl süre boyunca hamile kalamaması anlamına gelmektedir. Bunun yanında bazı vakalarda kadın hamile kalabilir ancak bu hamilelikler sürekli düşük ve ölü doğumlarla sonuçlanabilir. Bu durumlar da kısırlık olarak adlandırılmaktadır.
Kısırlık oldukça yaygın görülen bir sağlık sorunudur, çiftlerin yaklaşık yüzde 15'inde görülür. Kısırlık kadından, erkekten ya da her iki taraftan da kaynaklanıyor olabilir. Bazı vakalarda kısırlığın nedeni tespit edilememektedir.
Kısırlığın yardımcı üreme teknikleri ile tedavisi çoğu zaman mümkündür. Bu tedaviler erkeği, kadını veya her iki partneri kapsayabilir. Yardımcı üreme teknikleri dışında tedavi ilaç ve cerrahi yöntemleri de içerebilir.
Histerosalpingografi (HSG), kısırlık değerlendirmesinde en sık başvurulan yöntemlerden biridir. Rahim ve fallop tüpleri incelenerek herhangi bir tıkanıklık olup olmadığı araştırılır.
Kadında kısırlığın en sık rastlanan nedeni sağlıklı yumurtalar üretememesidir. Yumurta kalitesinin bozulması kadınlarda farklı oranlarda ortaya çıkar. Düşük kaliteli yumurtalar genç kadınlarda nadiren görülmesine rağmen yumurta kalitesi yaşları ne olursa olsun tüm kısırlık sorunu yaşayan çiftlerde değerlendirilmesi gereken önemli bir parametredir.
Kadın menopoza girinceye kadar adet döngüsü ile yumurta üretimi ve vücuttan atılımı sürekli devam etmektedir. 37 yaş üstünde veya yumurtalık ameliyatı geçirmiş kadınlarda ise yumurtalıkların fonksiyonu giderek azalmakta ve bu durum daha az sağlıklı yumurta üretilmesine neden olarak kısırlık görülme ihtimalini artırmaktadır.
Yumurtalık rezervi terimi bir kadının yumurtalıklarındaki yumurtaların kalitesine, miktarına ve ayrıca yumurtalık foliküllerinin hormonal sinyallere nasıl yanıt verdiğine bağlıdır. Diğer doğurganlık faktörlerinin yokluğunda yumurtalık rezerv testi bir kadının gebelik potansiyelinin en önemli belirleyicisidir.
Horman dengesizliği kısırlık, libido kaybı, depresyon, kilo alma gibi türlü sağlık sorunlarının sıklıkla görülen nedenlerinden biridir. Kişi bu semptomlarla doktora başvurduğunda hormon testlerine başvurulması gerekebilir.
Günümüzde ilerlemiş teknoloji sayesinde her türlü doğurganlık sorunu için türlü tedavi yöntemleri mevcuttur. En uygun tedavi yöntemi kişinin tıbbi durumuna ve kısırlığın altında yatan nedene bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Bazı durumlarda çiftlerden biri tedaviye ihtiyaç duyarken bazı durumlarda ise her iki partnerin birlikte tedavi edilmesi gerekebilir.
Kısırlık tedavileri tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerini veya hormon tedavilerini ya da yumurtlamaya yardımcı olan ilaçları içerebilir.
Adet döngüsünde görülen bazı değişikler normaldir. Özellikle ilk adet döngüsünün başladığı ve menopoza yaklaşılan dönemlerde döngüde dengesizlikler görülebilir. Ayrıca doğum sonrası ya da doğum kontrol hapları bırakıldıktan sonra görülen düzensizlikler çoğu zaman normaldir ve kendiliğinden düzelir. Ancak uzun süren ve nedensiz adet düzensizlikleri tedavi gerektiren bir sağlık sorununun habercisi olabilir. Bu nedenle bir jinekoloğa başvurulması önem taşır.
Adet döngülerindeki düzensizlik ya da az veya çok fazla olan adet kanamalarının kişinin sağlığı üzerinde ciddi etkileri olabilir ve türlü semptomlara yol açabilir. Adet döngüsü sağlığı kişinin kalp sağlığı, metabolizması, uyku kalitesi ve doğurganlığı gibi türlü şeyle ilişkilidir.
Bu nedenle olası sağlık sorunlarının mümkün olduğunca erken teşhis edilip tedavi edilmesi önem taşır.