Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Menopoz yumurtalıklardaki (overler) folikül miktarının ve buna bağlı olarak östrojen üretiminin azalmasına bağlı olarak yumurtalıkların kalıcı olarak işlevini kaybetmesidir. Menopoz tanısı tipik olarak kişide art arda 12 ay boyunca adet döngüsü görülmediğinde geriye dönük olarak konulmaktadır. Menopoz doğurganlığın kalıcı olarak sona erdiğini anlamına gelir ve ortalama yaşı 51'dir.
Östrojen düzeyi azaldıkça adet döngüsü arasındaki süreler uzayabilir ve bu süreç adet döngüsü tamamen sona ermeden önce aylar hatta yıllar sürebilir. Menopoz yaşamın normal bir parçasıdır ve bir hastalık olarak kabul edilemez. Ancak doğal bir süreç olmasına rağmen kişide ciddi semptomları tetikleyen köklü değişikliklere neden olabilir.
Menopoza kişinin yaş aldıkça cinsiyet hormonlarında görülen değişiklikler neden olmaktadır. Yumurtalıklar östrojen hormonu salgılamayı azalttığında bu durum çeşitli semptomlara yol açabilir. Erken menopoz ise herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir ve birçok vakada bu durumun kesin nedeni bilinmemektedir.
Menopoz histerektomi veya hormon üreten yumurtalıkların cerrahi olarak çıkarılması gibi işlemler nedeniyle tetiklenebilir. Kişinin rahim veya yumurtalıkları alındıysa ve hormon tedavisi almıyorsa menopoz kaçınılmazdır. Bunun yanında Down sendromu veya Addison hastalığı gibi türlü sorunlarda menopoza yol açabilir.
Menopoz ile ilgili belirtilere sahip kişi doktora başvurduğunda doktor bu semptomların altında yatan nedenin gerçekten menopoz olup olmadığını belirlemek için kişiye yaşı, semptomları ve aile geçmişi hakkında sorular soracaktır.
Menopoz tanısı hastanın öyküsü ile koyulabilmesine rağmen kesin teşhis için laboratuvar testlerine başvurulabilmektedir. Yüksek folikül uyarıcı hormon (FSH) ve düşük östrojen seviyeleri menopoz ile uyumludur. Doğum kontrol hapları gibi herhangi bir hormonal tedavi, FSH ve Estradiol testlerini geçersiz kılacaktır. Bazı tıbbi durumlar adet düzensizliği ile sonuçlanabildiğinden doktor ayrıca kişinin tiroid fonksiyonları ya da prolaktin seviyesini ölçen türlü testlere başvurabilir.
Menopoz belirtileri çoğu kadının hayatında bir döneminde mutlaka görülse de yaşanan semptomlar bazı durumlarda oldukça şiddetli olabilir ve kişinin günlük aktivitelerini önemli ölçüde etkileyebilir.
Ateş basması, gece terlemeleri, cinsel ilişki sırasında vajinal kuruluk ve rahatsızlık, uyumakta zorluk, depresyon, cinsel dürtüde azalma (libido) ve konsantrasyon problemleri menopozun belirtileri arasında sayılabilir. Bu belirtiler adet döngüsü tamamen sona ermeden aylar hatta yıllar önce başlayabilmektedir.
Menopoz kişinin günlük yaşamına müdahale eden şiddetli semptomlara sahipse veya kişide menopozun tetiklediği çeşitli hastalıkların görülme riski yüksekse türlü yaşam tarzı değişikliklerine ve çeşitli tedavi yöntemlerine başvurulması gerekmektedir.
Hormon replasman tedavisi (HRT): Hormon replasman tedavisi östrojen, progesteron ve muhtemelen testosterondan oluşur ve menopoz semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir. Bununla birlikte meme kanseri, kan pıhtısı, osteoporoz ve inme risklerini azaltmak için başvurulduğunda mümkün olan en kısa süre için mümkün olan en düşük dozun kullanılması önerilmektedir.
Sağlıklı bir beslenme programı, D vitamini ve kalsiyum takviyesi, düzenli egzersiz ve kötü alışkanlıkların bırakılması osteoporoz, kemik kırıkları ve kardiyovasküler hastalıklar gibi menopoz sürecinde riskin arttığı rahatsızların görülme ihtimalini azaltmada yardımcı olacaktır.
Menopoz sonrası kadınlar kalp hastalıkları ve osteoporoz gibi çeşitli sağlık sorunları için daha hassastır. Bu nedenle kişinin sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olması ve kemiklerini güçlü tutmak için yeterli kalsiyum aldığından emin olması oldukça önemlidir.
Menopoz sürecinde vücudun yumurtalıklar tarafından üretilen iki hormonu olan östrojen ve progesteron üretimi büyük ölçüde değişmektedir. Menopozdan sonraki ilk birkaç yıl içinde kişi hızlı bir şekilde kemik yoğunluğunu kaybedebilir. Düşük kemik yoğunluğu osteoporoz gelişme riskini arttırır ve bu durum kişiyi kemik kırılmalara karşı daha savunmasız hale getirmektedir. Bu dönemde ayrıca yağ hücrelerinin değişmesi nedeniyle özellikle bel çevresinde yağlanma gibi sorunlar görülebilir.
Menopoz ayrıca vajina ve üretra dokularının esnekliğini kaybetmesine neden olmaktadır. Bu durum kişide ani ve sık idrara çıkma dürtüsüne ya da öksürük, hapşırma, gülme veya ağır kaldırma gibi davranışlar sonrası idrar kaçırmaya neden olabilir.