Sıcak Havalar ve Göz Kuruluğu 

27 Ağustos 2021

Sıcak Havalar ve Göz Kuruluğu 

Gözlerimizin arka planında yer alan boşluklarda bulunan bezlerden salgılanan sıvılara gözyaşı adı verilmektedir. Gözyaşı salgılanması insanlar için çoğu zaman duyguları ifade etme yöntemi olarak algılansa da gözyaşı salgılanmasının en temel görevi göz hareketlerini kolaylaştırmaktır. Gözümüzü her türlü dış etkenden en hızlı şekilde koruyan ve bir perde gibi gözümüzü örten göz kapaklarının zorlanmadan açılıp kapanması sağlayan gözyaşları tuzlu bir suya benzer. Gözlerimizi toz, hava değişimi ve yabancı cisimlerden koruyan göz kapaklarının hareketlerini kolaylaştıran ve göze kaçan yabancı cisimlerin kolayca tahliyesini sağlayan gözyaşları içerisinde bazı bakterileri yok etmeye yönelik enzimler barındırmaktadır. 

Gözlerin her daim nemli bir yapıya sahip olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Gözün iç kısmında bulunan yapılar oluşum itibari ile dış görünüşümüzdeki en farklı dokuya sahip yapılardır. Bu yapının neme ihtiyaç duyan yapısının ihtiyacını karşılayan gözyaşları bazı nedenler ile yeterli miktarda salgılanamamaktadır. Bu durum göz kuruluğu olarak isimlendirilen rahatsızlığa neden olmaktadır. 

Göz Kuruluğu Belirtileri ve Nedenleri Nelerdir? 

Göz kuruluğu insanlar tarafından genelde bir hastalık olarak değerlendirilmemesi sebebiyle anlam verilemeyen ancak oldukça yaygın görülen bir göz rahatsızlığıdır. Gözlerde yanma, ağrı, batma ve yabancı cisim girmiş hissi yaratan göz kuruluğu rahatsızlığının çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Gözyaşlarının hızlı bir şekilde buharlaşmasının neden olduğu göz kuruluğunu yaşatan bu nedenler, gözde meydana gelen işlev bozuklukları ve çevresel faktörler olarak iki sınıfa ayrılmaktadır. İşlev bozuklukları gözün kendi yapısında meydana gelen sorunlar olarak ifade edilir. Örneğin salgı bezlerinde meydana gelen sjögren gibi bazı rahatsızlıklar, göz yapısındaki diğer noktalarda görülen sorunlar, A vitamini ve Omega 3 eksikliği gibi göz yapılarını besleyen değerlerde görülen yetersizlikler ya da göz kapağı iltihaplanması gibi rahatsızlıklar ve düzensizlikler işlevsel bozukluklar olarak değerlendirilmektedir. 

Göz kuruluğuna neden olan çevresel faktörler ise; teknolojik aletlerin çok uzun süre kullanımı, kuru hava, sigara dumanına maruz kalmak, rüzgarlı havalar, bulunulan ortamlarda klima ve vantilatör gibi hava akışını değiştiren aletlerin bulunması, göz kuruluğuna neden olmaktadır. Çevresel faktörlere dahil olan ve göz kuruluğuna neden olan en temel etmen ise sıcak havalardır. Özellikle yaz aylarında sıcak ve rüzgarlı havalarda mevsim etkisi gözleri hızlı bir şekilde etkilemektedir. Göz sıvısı olan gözyaşlarının hızla buharlaşmasına neden olarak göz kuruluğu yaratan sıcak hava ve rüzgar etkisi için bazı önlemler alınmalıdır. 

Göz Kuruluğuna Karşı Önlem Alın 

Göz kuruluğunun rahatsız edici yanma, batma ve ağrı hissine maruz kalmamak adına öncelikle kaliteli bir güneş gözlüğü kullanılması oldukça önemlidir. Güneş gözlüğü rüzgara karşı gözleri korusa da tabi sıcak havaya karşı yeterli seviyede etkili olmayacaktır. Sıcak havalarda kişilerin göz kuruluğu yaşamamak adına yapacakları en önemli koruyucu yöntem ise bulunulan ortamı mümkün olduğunca nemli tutmak olacaktır. Ayrıca gözleri sıcak havalarda sıklıkla kullanılan klima ve vantilatör gibi ortama hava akışı veren aletlerin etkisinden direkt olarak korumak gerekmektedir. Sıcak havalarda vücudun tamamında görülen, terleme olarak adlandırılan sıvı tahliyesinin de dengelenmesi adına sıcak havalarda başta su olmak üzere sıvı tüketimi büyük önem arz etmektedir. Vücudumuzdaki sıvılarda meydana gelen azalma da önemli ölçüde göz kuruluğuna neden olacaktır. Sıcak havalarda meydana gelen göz kuruluğunun önüne geçilmesi adına tüm bunlara dikkat edilmesinin yanı sıra en hızlı çözümü için hekim önerisi doğrultusunda belirtilen miktarda suni gözyaşı damlası da kullanılabilmektedir. Suni gözyaşı damlası kullanımının, göz kuruluğunun görme kalitesini olumsuz etkileyen ve rahatsızlık verici etkilerini en hızlı şekilde tedavi eden yöntem olduğu bilinmektedir. Ancak gözyaşı üretimi vücudun doğal bir üretim süreci olduğu unutulmamalı ve suni gözyaşı damlası kullanımını sadece uzmanların önerdiği ölçüde ve sürede kullanılması oldukça önemlidir.