Kırmızı Göz Hastalığı Nedir? 

29 Mayıs 2021

Kırmızı Göz Hastalığı Nedir? 

Konjiktiva göz akını kaplayan ve göz kapaklarının içini kaplayan zarın ismidir. Bu zarda meydana gelen iltihaplanma konjonktivit yani halk arasında bilinen ismi ile kırmızı göz hastalığına neden olur. Kırmızı göz hastalığının dışarıdan teşhis edilmesini sağlayan en önemli unsur gözde kanlanma olarak tabir edilen görünümdür. Bu görünüme neden olan iltihaplanmanın nedeni ise virüsler, bakteriler ya da alerjidir. En yaygın çeşidi virüslerin neden olduğu kırmızı göz hastalığıdır. Burada özellikle kış aylarında görülen grip ve benzeri hastalıklara neden olan virüsler göz akında kanlanmaya özetle kırmızı göz hastalığına da neden olur. Alerjik reaksiyonların neden olduğu kırmızı göz hastalığına ise toz, polen, hayvan tüyleri gibi kişilerde rahatsızlık yaratan alerjenler yol açmaktadır. 

Bakterilerin neden olduğu kırmızı göz hastalığında ise ana neden “mikrop kapma” durumunun baş rolünü oynayan zararlı bakterilerdir. Bu bakteriler kanlanmanın yanı sıra sarımsı bir akıntı yaratması nedeniyle de diğer türlerden ayrılabilir. Alerji kaynaklı kırmızı göz hastalığı bulaşıcılık göstermemekle birlikte virüs ve bakterilerin neden olduğu kırmızı göz hastalıkları bulaşıcı etkiye sahiptir. Kalabalık ortamlarda kolaylıkla bulaşabilen virüs ve bakterilerin el ile temasının ardından gözlere dokunulması hastalığın bulaşmasına yeterlidir. Özellikle kış aylarında kapalı ortamlarda bulunmak ve bu ortamlardaki kişi sayısı kırmızı göz hastalığının yayılmasına sıklıkla neden olur. 

Kırmızı Göz Hastalığı Tedavisi 

Kırmızı göz hastalığının üç farklı çeşidinde de tedavi yöntemleri farklılık göstermektedir. Genel anlamda damla kullanımı söz konusu olsa da damlalar içerikleri bakımından farklıdır. Virüs ve bakterilerin neden olduğu konjonktivit türlerinde antibiyotik içeren göz damlası kullanılması uygun görülür. Kırmızı göz hastalığı alerjen maddeler yüzünden görülmesi ise diğer iki türe göre daha zararsızdır. Ancak tabi bu rahatsızlıkta da uygun tedavi uygulanması gerekmektedir. 

Kırmızı göz hastalığının önüne geçilmesi ise aslında oldukça kolaydır, Gündelik hayatta dikkat etmemiz gereken hijyen kurallarını uygulamamız yeterli olacaktır. Eller gözle temas olasılığına istinaden sıklıkla yıkanmalıdır. Bahar alerjisi olupta bu rahatsızlıkla karşılaşan kişilerin ise gözlük kullanmamalı oldukça faydalı olacaktır. Göz damlalarının yanı sıra bazı pomadlarda hekim tavsiyesi işe tedavide uygulanmaktadır. Kalıcı göz hasarlarından korunmak adına gözde başlayan kanlanmaların ardından hekim yardımı almak çok önemlidir. 

Virüs ve bakterilerin neden olduğu kırmızı göz hastalığı yani konjonktivit bulaşıcı olduğu için hastalık esnasında farklı havlu kullanılması gerekir. Evinizde sizden başka yaşayan kişiler varsa havlu, yastık kılıfı, göz kalemi ve benzeri makyaj malzemelerinizi ayrı tutmanız bulaşı önlemenize yardımcı olur. Bakteri ve virüslerin neden olduğu konjonktivit hapşırma öksürme gibi göz kanallarına sıvı teması oluşturabilecek durumlar ile de bulaşabilir. Bakteri kaynaklı kırmızı göz hastalığı genelde 7 gün gibi bir süre kalıcılığını sürdürür. Kronik bir durum söz konusu değilse 7 günün sonunda kendiliğinden de geçebilir.

Virüs kaynaklı kırmızı göz hastalığı ise diğer türlerine oranla daha bulaşıcı olmakla birlikte daha kısa süre gözü rahatsız eder. Genelde birkaç gün içerisinde kendiliğinden geçer. Konjonktivit gözde kızarıklık, batma, yanma, akıntı, bulanık görme ve kirpiklerde iltihaplanma gibi etkiler ile kendini gösterir. Kişiler kırmızı göz hastalığı diğer adı konjonktivitten, kişisel eşyaların ortak kullanılmaması, kontak lens kullanan kişilerin el hijyenine dikkat etmesi, ellerin sık sık yıkanması ve dezenfekte edilmesi, gün içinde sık sık temas edilen telefon, çalışma masası ve benzeri yüzeylerin düzenli olarak temizlenmesi gibi önlemlerle korunabilir. Ayırıcı konjonktivite hava kirliliğinin de neden olduğu bilinmektedir. Kısacası en çok görülen türlerinin bulaşıcı olduğu bu rahatsızlık hijyen uygulamaları ve göz bölgelerinin dış ortamlardan korunması ile önlenebilir, rahatsızlık belirtileri görüldüğü takdirde de oldukça kolay yöntemlerle tedavi edilebilir.