İdrarda Değişiklik Böbrek Kanseri Habercisi Olabilir
02 Şubat 2021
Böbrek kanseri erken evrede çoğu zaman kişide herhangi bir semptoma yol açmaması nedeniyle erken teşhis edilmesi zor kanser türleri arasındadır. Böbrek kanseri ile erkeklerde kadınlara kıyasla 2 ila 3 kat daha fazla karşılaşılmaktadır, idrar oluşumunu sağlayan böbrek dokusundan köken alır. 50 ila 70 yaş aralığında daha sık görülen hastalığın erken teşhisinde düzenli kontrol yaptırmak kritik önem taşır.
Böbrek kanserinde hastalığın evresine bağlı olarak farklı semptomlarla karşılaşılabilir. İdrar renginde değişiklik, idrarda kanama, böbrek bölgesinde ele gelen kitle ya da ağrı, iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, karaciğer fonksiyon bozuklukları ve tekrarlayan yüksek ateş böbrek kanseri belirtileri arasında sayılabilir. Bu belirtiler içinde idrar renginde değişiklik öne çıkmaktadır. Ancak bu semptomların böbrek kanseri ile doğrudan ilişkilendirilmesi doğru değildir. Böbrek taşı, iyi huylu tümörler ya da enfeksiyon nedeniyle de bu belirtiler ile karşılaşılabilir. Bu nedenle bu semptomlarla karşılaşıldığında vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
Böbrek Kanseri Tanısı Nasıl Konur?
Böbrek kanseri tanısı için öncelikle fiziksel muayene yapılır. Bunlara ek olarak idrar ve kan testlerine de başvurulabilir. Kan testlerinde özellikle kreatin yüksekliği kanser riski açısından önem taşımaktadır. Bilgisayarlı tomografi ise kanserin boyutunun ve çevre dokulara yayılıp yayılmadığının anlaşılmasını sağlar.
Laparoskopik Böbrek Kanseri Ameliyatı
Laparoskopik böbrek kanseri ameliyatları sıklıkla böbrek kanserini tedavi etmek veya kanserli olmayan (iyi huylu) bir tümörü çıkarmak için başvurulan bir yöntemdir. Operasyon sırasında cerrah, bir kamera ve küçük aletler kullanarak karın bölgesindeki ufak bir kesiden işlemi gerçekleştirir.
Laparoskopik radikal nefrektomi işlemi böbreğin tamamının etrafındaki yağlı dokularla birlikte çıkarılmasını içermektedir. Laparoskopik radikal nefrektomiye büyük böbrek tümörleri görüldüğünde başvurulmaktadır. Laparoskopik parsiyel nefrektomi işleminde amaç böbreğin hastalıklı kısmının çıkarılarak mümkün olduğunca sağlıklı dokunun bırakılmasıdır. Laparoskopik parsiyel nefrektomi genellikle küçük böbrek tümörlerinin çıkarılması için uygulanmaktadır. Radikal nefrektomiden farklı olarak, işlem sırasında böbreğin sadece bir kısmı çıkarılır.
Kimler İçin Uygun Değil?
Laparoskopik böbrek kanseri ameliyatına çok büyük tümörler ile karşılaşıldığında ya da kanserli hücreler karaciğer veya bağırsak gibi farklı organlara yayıldığında başvurulması mümkün olmayabilir. Böyle durumlarda geleneksel açık cerrahi kişi için tek seçenek olmaktadır. Bunun yanında operasyona girmesini engelleyecek şiddetli akciğer ve kalp hastalığı gibi tıbbi durumları olan hastalar da işlemin genel anestezi altında yapılması nedeniyle laparoskopik bir yaklaşımı tolere edemeyebilirler. Teşhis konulduktan sonra kişinin tıbbi durumu detaylı şekilde değerlendirilerek en doğru tedavi yaklaşımına karar verilecektir. Hastalığın evresi ameliyat yönteminin belirlenmesinde önemli bir kriterdir.
Cerrahi İşlem Sonrası
Böbrek kanseri tedavisinde cerrahi işlem sonrası gerek görüldüğünde cerrahiye ek olarak biyolojik tedavilere başvurulabilir. Günümüzde böbrek kanserinde en etkili biyolojik tedavi hedefe yönelik tedavilerdir. Kişinin tıbbi durumu ve kanserin türü ilaç seçimininde önemli faktörler arasında sayılabilir.
Böbrek kanserinde tedavi süreci tamamlansa bile tedavi sonrası kişinin düzenli takip randevularıyla kontrol altında tutulması nüks riskine karşı kritik önem taşımaktadır. Takip randevularının sıklığı uzman tarafından belirlenecektir. Kanserli dokunun tamamen çıkarıldığı koşullarda dahi kanserin yeniden nüksetme riski yaklaşık %20 ila %30 arasında değişiklik gösterir. Aile öyküsünde kanser hastalığı bulunuyorsa kişinin mutlaka düzenli muayene olması istenmeyen durumların önüne geçmede kritik önem taşır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.