Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Varikosel, testislerde bulunan toplardamarlarda kontrolsüz genişleme ve bölgede varis benzeri yapıların meydana gelmesi ile oluşan üroloji ana bilim dalının ilgilendiği bir hastalık türüdür. Varikosel, erkek bireylerin kısırlık problemiyle karşı karşıya kalmasında ciddi rol oynayabilir. Aynı zamanda testis varisi olarak da isimlendirilmiştir.
Testis toplardamarlarındaki kontrolsüz genişleme neticesinde toplardamarların işlevi gereği kan toplanıp tekrar kalbe geri dönemez. Bu durumda kanın bu damarlarda birikme durumu oluşur. Bu damarlardaki kan birikimi damarların asıl işlevlerini yerine getirmelerinde güçlüklere neden olur. Özellikle sperm üretiminde yeterince oksijen alamayan hücreler tam kapasiteyle çalışamazlar ve sperm üretiminde problemler baş gösterir. Varikoseller bu nedenle erkeklerde kısırlık problemi gibi ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Kısırlık problemi yaşayan erkek bireylerin birçoğunda kısırlığın oluşmasındaki ana faktör varikosel olmaktadır. Erkek bireylerde üroloji branşısının ilgilendiği hastalıklar arasında en sık rastlanan hastalıklardan biri varikoseldir. Tek bir testiste de her iki testiste de görülme ihtimali mevcuttur. Ancak araştırmalara göre sol testiste meydana gelme ihtimali sağ testise göre daha fazladır.
Başlangıç aşamasında yakınma derecesinde herhangi bir belirti ortaya koymayan varikosel hastalığı, bu yönüyle sessiz ilerleyen bir rahatsızlık olarak değerlendirilebilir. Çoğunlukla erkek bireylerin partnerleriyle düzenli ilişkiye girmelerine rağmen çocuk sahibi olamamaları üzerine, kısırlık şüphesiyle doktora başvurmalarıyla öğrenilen bir hastalıktır.
Bazı durumlarda erkek bireylerde testiste ağrı, çeşitli durumlara karşı hassasiyetlerin oluşması, küçülme ve dolgunluk hissi gibi belirtiler gösterebilmektedir. Toplardamar işlevi esnasında kalbe geri dönemeyen kanların toplardamarda kalmasıyla büyüyen ve genişleyen toplardamar, ileri seviyelerde göz ve el muayenesi ile doğrudan görülebilir. Bireyin kendisinin de bunu kolayca fark etmesi mümkündür.
Kişi bu gibi durumlarla karşılaştığında vakit kaybetmeden doktoruna danışmalıdır. Varikosel hastalığında doktor muayene ve yönlendirmeleriyle tam teşhis sağlanabilir. Oldukça kritik problemler yaratabildiği için herhangi bir anormallik fark edildiği anda vakit kaybetmeden doktora başvurulması önerilmektedir.
Varikoselin fiziksel muayene ile teşhisi oldukça basit bir şekilde gerçekleştirilebilir. Ancak fiziksel muayenenin yetersiz kaldığı durumlarda çeşitli görüntüleme yöntemlerinin talebi istenebilir. Bu görüntüleme yöntemleri ultrasonografi ve doppler cihazının kullanımıdır.
Görüntüleme yöntemleriyle de teşhis sağlandığında veya kesinleştirildiğinde sperm tetkikleri yapılması gerekmektedir. Bunun için hastanın birkaç gün cinsel ilişkiye
girmemesi ve sperm analizini yaptırması gerekmektedir. Sperm tetkikleriyle birlikte sperm sayısı, hareketliliği ve şekilleri detaylı bir şekilde analiz edilebilir.
Sperm parametrelerindeki bozulmaya ve hastalığın hangi seviyede olduğuna göre farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Ancak sperm problemi ciddi seviyeye ulaşmışsa ve toplardamar genel sağlığı tehdit edecek ölçüde büyüdüyse cerrahi operasyon kaçınılmazdır. Cerrahi operasyon dışında antioksidan ajanların kullanımı ve perkütan embolizasyonu yöntemleri tercih edilebilir. Ancak çoğunlukla başvurulan yöntem cerrahi müdahaledir. Bu ameliyat varikoselektomi olarak adlandırılmaktadır. Bu ameliyat uygulamasıyla birlikte işlevini kaybeden ve kanın kalbe geri dönmesini sağlayamayıp büyüyerek şişen toplardamar çıkarılır ve içeride bulunan diğer iç ve dış toplardamarların bağlanarak yeniden işlevsellik kazandırılmasıyla işlem sonlandırılır.
Varikosel tedavisinde cerrahi müdahalenin gerçekleştirilmesi çeşitli avantajlara sahiptir. Öncelikle bu şekilde net tedavi işlemi gerçekleştirilebilir ve varikosel hastalığının yeniden oluşmasının büyük oranda önüne geçilmiş olur. Bu bakımdan uzman profesyonellerle çalşılması oldukça önemlidir.
Varikoselektomi operasyonundan sonra uzun süre istirahate gerek yoktur, bir günlük istirahatin ardından kişi günlük yaşamına geri dönebilir ancak operasyon bölgesini korumak önemlidir. Cinsel yaşama ve eğer yapılıyorsa ağır iş koşullarına dönmek en az birkaç haftadan sonra gerçekleşmelidir.