Detaylı bilgi almak ve randevu oluşturmak için formu doldurun, biz sizi arayalım.
Laparosopik prostat kanseri ameliyatına prostat kanseri tedavisinde prostat bezini ve çevresindeki dokuları çıkarmak için başvurulmaktır. Ameliyatın amacı kanserli hücrelerin tamamını vücuttan temizlemektir.
Laparoskopik radikal prostatektomi hastanın kanserli prostatını çıkarmak için uygulanan minimal invaziv bir cerrahi işlemdir. Laparoskopik cerrahi geleneksel cerrahinin aksine ameliyat sırasında küçük kesilerden faydalanır ve bu yöntem daha az karın travması, daha iyi estetik sonuçlar ve daha hızlı bir iyileşme süresi gibi türlü avantajlar sağlamaktadır.
Laparoskopik prostat kanseri ameliyatı geleneksel açık cerrahiye kıyasla ciltte çok daha az kesi içermektedir, bu hastaların işlem sırasında çok daha az kan kaybı yaşayacakları anlamına gelir. Bunun yanında laparoskop cerrahlara pelvik bölgenin eşsiz bir şekilde görüntülenmesini sağlayarak prostatın tam olarak alınmasına yardımcı olur.
Laparoskopik prostat kanseri ameliyatının avantajları arasında bunlara ek olarak daha az hastanede kalış süresi, ameliyat sonrası daha az ağrı ve iyileşme süresi, daha az yara izi ve günlük yaşama daha hızlı geri dönüş sayılabilir.
Laparoskopik prostat kanseri ameliyatı öncesi her hasta benzersiz olduğundan doktor cerrahi işlemin her aşamasında hastaya rehberlik edecektir. İşlem öncesi hastaların beslenme düzenini değiştirmesi ya da türlü ilaçlar kullanması gerekebilir.
Genellikle kişinin ameliyattan bir gün önce gece yarısından sonra yeme ve içmeden kaçınması önerilir. Bunun yanında ameliyattan bir hafta önce kan inceltici ilaçlar (aspirin, Coumadin veya Plavix gibi) almayı bırakması istenecektir. Bu süreçte sigaranın bırakılması da iyileşme süreci için oldukça önemlidir. Sigara vücudun daha hızlı iyileşmesi için gerekli olan vücuttaki oksijen akışının sınırlanmasına neden olmaktadır.
Laparoskopik prostat kanseri ameliyatı sırasında cerrah operasyonu gerçekleştirmek için karındaki birkaç küçük kesiden laparoskop adı verilen küçük bir kamera ve cerrahi aletler yerleştirecektir. Karın işlem sırasında karbondioksit gazı ile şişirilir, böylece prostat ve çevresi açıkça görülecektir.
İşlem genel anestezi yapılmaktadır. Cerrah daha sonra prostat bezini çevresindeki dokudan çıkarır. Prostatın yanındaki seminal veziküller adı verilen iki küçük içi sıvı dolu keseler de işlem sırasında çıkarılmaktadır.
Laparoskopik prostat kanseri ameliyatı sonrası herhangi bir komplikasyon oluşma ihtimalinin önüne geçilmesi ve iyileşme sürecinin yakından izlenebilmesi için yaklaşık iki ila üç gün kişinin müşade altında tutulması gerekmektedir.
Ameliyattan hemen sonra kişi yürümesi için teşvik edilecektir. Bu davranış komplikasyonların önlenmesine ve vücuttaki kanı dolaştırarak iyileşme sürecine yardımcı olur. İşlemden sonra birkaç hafta yorgun hissetmek normaldir ancak iyileşme sürecini hızlandırmak için kişi yürüyüş gibi hafif egzersizler yapmaya devam etmelidir. Ameliyat sonrası en az üç hafta boyunca ağır kaldırmaktan kaçınılmalıdır.
Laparoskopik prostat kanseri ameliyatı sonrası bölgenin iyileşmesine yardımcı olmak için idrar sondası kullanılmaktadır. İdrar sondası kişinin idrarını vücudunun dışındaki bir torbaya akıtan ince bir tüptür ve genellikle ameliyattan 1 ila 2 hafta sonra çıkarılmaktadır. Bu süre hastanın kişisel durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Laparoskopik prostat kanseri ameliyatı açık cerrahiye kıyasla az risk taşısa ve hastanede kalış süresi kısa olsa da tüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi türlü yan etki ve komplikasyon riskleri taşımaktadır. Bu riskler kanserin evresine, kişinin yaşına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Doktor işlem öncesi olası komplikasyonları hasta ile paylaşacaktır.
Laparoskopik prostat kanseri ameliyatının genel riskleri arasında geçici veya uzun süreli iktidarsızlık, kısırlık, geçici veya uzun süreli idrar kaçırma, penis kısalması sayılabilir. Oldukça nadiren görülse de işlem bağırsak zedelenmesine neden olabilir.